Tûr Suresi
Tûr Suresi Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Tûr Suresi, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Tûr Suresi’ nde başlıca, ahiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü’minlerin mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl iddiaları reddedilmektedir.
Tûr Suresi Türkçe Anlamı (Meali):
- Andolsun o Tur’a,
- Yayılmış ince deri üzerine yazılmış bir Kitab’a,
- Yayılmış ince deri üzerine, satır satır yazılmış kitaba,
- Beyt-i Ma’müra,
- Yükseltilmiş tavana (göğe),
- ve kızdırılıp kaynatılmış taşkın denize ki,
- Rabbinin azabı elbette gerçekleşecektir.
- Onu önleyecek biri yoktur!
- O gün gök bir çalkanışla çalkalanır,
- dağlar da bir yürüyüş yürür,
- vay haline artık o gün o yalan söyleyenlerin
- ki, onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar.
- O gün onlar cehenneme bir kakılış kakılacak:
- “İşte bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş!” diye.
- Bu da mı sihir, yoksa siz görmüyor musunuz?
- Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi sizin için birdir; sadece yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
- Fakat (günahlardan) korunanlar cennetlerde, nimet içindedirler.
- Rablerinin kendilerine verdiği ile sefa sürmektedirler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
- Yaptıklarınıza karşılık yeyin, için, afiyetler olsun ,
- sıra sıra dizilmiş çok güzel koltuklara yaslanarak; kendilerine güzel, iri gözlü hurileri de eş etmişizdir.
- İman edip zürriyetteri de iman ile arkalarından gelmiş olanlar, işte Biz, onların nesillerini de kendilerine katmışızdır. Bununla beraber kendilerine amellerinden hiçbir şey de eksiltmemişizdir. Herkes kazancına bağlıdır.
- Bir de onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et yetiştirmekteyiz.
- Orada kadeh teati ederler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de bir günaha sokma!
- Kendilerine ait hizmetçiler, sanki sedef içinde saklı inciler gibi onların etrafında pırıl pırıl dönerler.
- Birbirlerine dönmüş soruyorlar;
- diyecekler ki: “Evet biz bundan önce ehlimiz (ailemiz, obamız) içinde korkular içindeydik,
- Allah bize lutfetti ve bizleri o semum (kavurucu) azabından korudu.
- Evet biz bundan önce O’na dua ediyor, korumasını istiyorduk .Gerçekten O, öyle iyiliği bol, öyle merhameti çok olandır.”
- O halde anlatıp öğüt vermeye devam et; çünkü sen, Rabbinin nimeti hakkı için, ne kahinsin ne de mecnun!
- Yoksa: “O bir şairdir, zamanın felaketine uğramasını gözetiyoruz” mu diyorlar?
- De ki : “Gözetin, çünkü ben de sizinle beraber gözetenlerdenim.
- Yoksa onlara bunu (bu çelişkiyi) akılları mı emrediyor, ya da onlar azgın bir topluluk mudurlar?
- Yoksa “Onu kendisi uydurmakta” mı diyorlar? Hayır, kendileri inanmazlar.
- Haydi onun gibi bir söz getirsinler, eğer doğru iseler!l
- Yoksa kendileri hiçbir şeysiz (yaratıcısız) mı yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar mıdırlar?
- Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır, onlar ikan ehli değiller (kendi inançlarında bile kuşkulu kimseler) dir!
- Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa onlar mı kainata hükmetmişler?
- Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da (çıkıp) ondan dinliyorlar mı? Öyleyse dinleyenleri, açıklayıcı bir delil getirsin.
- Yoksa kızlar O’na, oğullar size öyle mi?
- Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyoırsun da cereme vermekten ezilmekteler mi?
- Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar?
- Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenlerin kendileri o tuzağa düşeceklerdir.
- Yoksa onların Allah’ tan başka bir ilahları mı var? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir.
- Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler ‘Birbiri üstüne yığılmış bir bulut” diyecekler.
- O halde bırak onları ta çarpılacakları günlerine (kavuşuncaya) kadar.
- O gün hiç bir tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak ve hiç bir şekilde kurtarılmayacaklardır.
- O zulmedenlere bundan başka da bir azap vardır. Fakat pek çokları bilmezler.
- Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen bizim gözetimimiz altındasın, kalktığında Rabbini hamd ile tesbih et.
- Gecenin bir kısmında da O’nu tesbih et, yıldızların batmaya yaklaştığı sıra da!
Tûr Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):
- Vet tur
- Ve kitabim mestur
- Fi rakkım menşur
- Vel beytil ma’mur
- Ves sakfil merfu’
- Vel bahril mescur
- İnne azabe rabbike le vakı’
- Ma lehu min dafi’
- Yevme temurus semau mevra
- Ve tesirul cibalu seyra
- Fe veyluy yevmeizil lil mukezzibin
- Ellezine hum fi havdıy yel’abun
- Yevme yude’une ila nari cehenneme de’a
- Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun
- E fe sıhrun haza em entum la tubsırun
- Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta’melun
- İnnel muttekıyne fi cennativ ve neıym
- Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehıym
- Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta’melun
- Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn
- Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanim elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey’ kullumriim bima kesebe rahin
- Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun
- Yetenazeune fiha ke’sel la lağvun fiha ve la te’sim
- Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu’luum meknun
- Ve akbele ba’duhum ala ba’dıy yetesaelun
- Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşkikıyn
- Fe mennellahu aleyna ve vekana azabes semum
- İnna kunna min kablu ned’uh innehu huvel berrur rahıym
- Fe zekkir fema ente bi nı’meti rabbike bi kahiniv ve la mecnun
- Em yekulune şaırun neterabbesu bihi raybel menun
- Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisıyn
- Em te’muruhum ahlamuhum bihaza em hum kavmun tağun
- Em yekulune tekavveleh bel la yu’minun
- Felye’tu bi hadisim mislihi in kanu sadikıyn
- Em huliku min ğayri şey’in em humul halikun
- Em halekus semavati vel ard bel la yukınun
- Em ındehum hazainu rabbike em humul musaytırun
- Em lehum sullemuy yestemiune fih felyeti mustemiuhum bi sultanim mubin
- Em lehul benatu ve lekumul benun
- Em tes’eluhum ecran fe hum mim mağramim muskalun
- Em ındehumul ğaybu fe hum yektubun
- Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun
- Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi amma yuşrikun
- Ve iy yerav kisfem mines semai sakıtay yekulu sehabum merkum
- Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus’akun
- Yevme la yuğni anhum keyduhum şey’ev ve la hum yunsarun
- Ve inne fillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserahum la ya’lemun
- Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a’yunina ve sebbıh bi hamdi rabbike hıyne tekum
- Ve minel leyli fesebbıhhu ve idbaran nucum
A’dan Ze’ye sureler
Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.