Kâf Suresi
Kâf Suresi Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Kâf Suresi, adını başındaki “Kâf ” harfinden almıştır. Sûrede başlıca İslâm inancının temel esasları çerçevesinde, Allah’ın birliğinin delilleri, Peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve geçmişteki inkârcı milletlerin başlarına gelen felaketler, uğradıkları azaplar konu edilmektedir.
Kâf Suresi Arapça Okunuşu (Türkçe Harflerle):
- Kaf vel kur’anil mecid
- Bel acibu en caehum munzirum minhum fe kalel kafirune haza şey’un acib
- E iza mitna ve kunna turaba zalike rac’um beıyd
- Kad alimna ma tenkusul erdu minhum ve ındena kitabun hafıyz
- Bel kezzebu bil hakkı lemma caehum fe hum fi emrim meric
- E fe lem yenzuru iles semai fevkahum keyfe beneynaha ve zeyyennaha ve ma leha min furuc
- Vel erda medednaha ve elkayna fiha ravasiye ve embetna fiha min kulli zevcim behic
- Tebsıratev ve zikra li kulli abdim munib
- Ve nezzelna mines semai maem mubaraken fe embetna bihi cennativ ve habbel hasıyd
- Ven nahle basikatil leha tal’un nedıyd
- Rizkal lil ıbadi ve ahyeyna bihi beldetem meyta kezalikel huruc
- Kezzebet kablehum kavmu nuhıv ve ashabur rassi ve semud
- Ve aduv ve fir’avnu ve ıhvanu lut
- Ve ashahub eyketi ve kavmu tubba kulun kezzeber rusule fe hakka veıyd
- E fe ayına bil halkıl evvel bel hum fi lebsim min halkın cedid
- Ve le kad halaknel insane ve na’lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid
- İz yetelekkal mutelekkıyani anil yemini ve aniş şimali kaıyd
- Ma yelfizu min kavlin illa ledeyhi rakıybun atid
- Ve caet sekratul mevti bil hakk zalike ma kunte minhu tehıyd
- Ve nufiha fis sur zalike yevmul veıyd
- Ve caet kullu nefsim meaha saikuv ve şehid
- Le kad kunte fi ğafletim min haza fe keşefna anke ğıtaeke fe besarukel yevme hadid
- Ve kale karinuhu haza ma ledeyye atid
- Elkıya gı cehenneme kulle keffarin anid
- Mennaıl lil hayri mu’teim murib
- Ellezi ceale meallahi ilahen ahar fe elkiyahu fil azabiş şedid
- Kale karinuhu rabbena ma atğaytuhu ve lakin kane fi dalalim beıyd
- Kale la tahtesımu ledeyye ve kad kaddemtu ileykum bil veıyd
- Ma yubeddelul kavlu ledeyye ve ma enen bi zallamil lil abid
- Yevme nekulu li cehenneme helimtele’ti ve tekulu hel mim mezid
- Ve uzlifetil cennetu lil muttekıyne ğayra beıyd
- Haza ma tuadune li kulli evvabin hafıyz
- Men haşiyer rahmane bil ğaybi ve cae bi kalbim munib
- Udhuluha bi selam zalike yevmul hulud
- Lehum ma yeşaune fiha ve ledeyna mezid
- Ve kem ehlekna kablehum min karnin hum eşeddu minhum batşen fe nekkabu fil bilad hel mim mehıys
- İnne fi zalike le zikra li men kane lehu kalbun ev elkas sem’a ve huve şehid
- Ve le kad halaknes semavati vel erda ve ma beynehuma fi sitteti eyyamiv ve ma messena mil luğub
- Fasbr ala ma yekulune ve sebbıh bi hamdi rabbike kable tuluış şemsi ve kablel ğurub
- Ve minel leyli fe sebbıhhu ve edbaras sucud
- Vestemı’yevme yunadil munadi mim mekanin karib
- Yevme yesmeunes sayhate bil hakk zalike yevmul huruc
- İnna nahnu nuhyi ve numitu ve ileynel mesıyr
- Yevme teşekkalul erdu anhum siraa zalike haşrun aleyna yesir
- Nahnu a’lemu bi ma yekulune ve ma ente aleyhim bi cebbarin fe zekkir bil kur’ani mey yehafu veıyd
Kâf Suresi Türkçe Anlamı (Meali):
- Kaf. Şanlı Kur’an’a andolsun!
- Doğrusu kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler dediler ki: “Bu şaşılacak şey!
- Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit ha?! Bu, çok uzak bir dönüş!”
- Ancak, Biz yerin onlardan neyi (yiyip) eksilteceğini biliriz ve yanımızda içinde herşeyi muhafaza eden bir kitap vardır.
- Doğrusu, gerçek kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıstırap içindeler.
- Artık üstlerindeki göğe bir baksalar ya, Biz onu nasıl bina etmişiz ve süslemişiz; hiç bir gediği yok.
- Yeryüzünü de (nasıl) uzatmışız, ona ağır baskılar oturtmuşuz ve seyrine doyulmaz her türden çiftler bitirmişiz.
- Hakka yüz tutan her kulun gözünü, gönlünü açmak ve ibret almasını sağlamak için.
- Bir de gökten mübarek bir su indirip de onunla bağlar bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz.
- Ve tormurcukları üstüste dizilmiş göğe doğru yükselen yüksek hurma ağaçları.
- Bunlar, kullara rızık olmak üzeredir. Onunla ölü bir bölgeyi de diriltmekteyiz, işte o dirilip çıkış da böyledir.
- Onlardan önce Nuh’un kavmi, Ress halkı ve Semud da yalanladı.
- Ad, Firavun ve Lut’un yurttaşları da.
- Eyke halkı ve Tubba’ kavmi de. Bunların hepsi gönderilen peygamberleri yalanladılar da hak oldu azabım.
- Ya Biz artık birinci yaratış ile yorulu mu verdik? Doğrusu, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe içindelerdir.
- Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i veridden (şah damarından) daha yakınız.
- İki zabıt memuru (melek), sağda ve solda oturmuş zabıt tutarlarken.
- Her ne söz söylerse, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.
- Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde: “İşte o senin kaçıp durduğun!” diye.
- Ve Sur üfrüldüğünde ki, işte o tehdit günüdür.
- Herkes gelecektir, yanında bir sevk memuru ve bir şahit olduğu halde.
- “Andolsun ki, sen bundan bir gaflet içindeydin, şimdi senden perdeni açtık. Artık bugün gözün keskindir.”
- Yanındaki diyecektir ki: “İşte bu yanımdaki hazır!
- “Atın atın cehenneme her inatçı nankörü!
- Hayra engel, haşarı, şüpheci kafiri!
- Ki, Allah’ın yanında başka ilah tanımıştır; haydi ikiniz atın onu şiddetli azap içine!” (der Allah).
- Arkadaşı: “Ey Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi!” der.
- Buyurur ki: “Huzurumda çekişmeyin! Ben, size önceden uyarı göndermiştim.
- Benim katımda söz değiştirilmez ve Ben kullara zulmedici değilim.”
- O günki, cehenneme: “Doldun mu?” diyeceğiz. O da: “Daha ziyade (fazla) var mı?” diyecek.
- Cennet de takva sahiplerine uzak olmayarak yaklaştırılmış olacak.
- İşte bu o size va’dolunan; her tevbekara, görevine riayet edene,
- görmediği halde Rahman’dan korkup O’na yönelen bir kalple gelen kimselere.
- Girin oraya selametle! Budur işte o sonsuzluk günü.
- Orada onlara ne dilerlerse vardır. Bizim katımızda ise fazlası vardır.
- Önlerinden nice nesilleri helak ettik ki, onlar bunlardan tutumca (kuvvetce) daha çetindiler ve şehirlerde kaçacak delik aradılar. Var mı bir kaçacak yer?
- Şüphesiz ki, bu söylenende kalbi olan ve şuurla kulak tutan kimse için uyandıracak bir ihtar vardır.
- Andolsun ki, Biz , o gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık, Bize bir yorgunluk da dokunmadı.
- O halde onların laflarına karşı sabret ve Rabbini güneş doğmadan önce ve batmadan önce hamd ile tesbih et!
- Geceleyin de onu tesbih et, secdelerin ardından da.
- Ve o seslenenin yakın bir yerden bağıracağı günü dinle!
- Hakka çağıran o sayhayı (haykırışı) işitecekleri gün, işte o kabirlerden çıkış günüdür.
- Şüphesiz ki, Biz Biziz! Hem dirittiriz, hem öldürürüz ve dönüş de Bizedir.
- Yerin kendilerinden çatlayıp yarılacağı ve süratle koşacakları o gün. Bu ancak Bize kolay gelen bir toplamadır.
- Biz onların ne söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen de onlara karşı bir zorba değilsin. Şimdi benim tehditlerimden korkacaklara bu Kur’an ile öğüt ver!
A’dan Ze’ye sureler
A-B-C
D-E-F
G-H-I
K-L-M
N-R-S
Ş-T-V
Bu sayfa Kuran-ı Kerim hakkında bilgi bulunduran paylaşım sitesidir. Bu surelerin ayetlerininin Türkçe meallerini okuyarak, anlamlarını daha çabuk öğrenebilirsiniz. Ayrıca sure ve ayetleri ile ilgili çeşitli bilgilere de bu sayfadan erişebilirsiniz.